Altı asrı aşkın bir süre dünyaya hükmeden bir devletin en parlak günlerinde başında bulunan Kanuni Sultan Süleyman, zirveye taşıdığı medeniyetin şahsında Batı’da “Muhteşem” sıfatıyla anılmış, önemli bir padişahtır. Yarım asıra yakın tahtta oturan Sultan Süleyman, ceddinin temelini attığı, sağlam bir şekilde inşa ettiği bir devletin ve hatta devletten ötesi bir medeniyetin şahika döneminde, sadece kendi ülkesinin değil, tüm dünyanın siyasetine etki etmiştir. Onun bu parlak hayatı daha önce defalarca kez kaleme alındı. Ancak hiç kimse Haluk Yücel gibi, bir şair hassasiyeti, bir tarihçi titizliği ile Sultan Süleyman’ı anlatmadı. Bugüne kadar denenmemiş bir üslûpla kaleme alınmış bu edebiyat harikası kitap, altı kitaptan oluşan serinin birincisidir.

Kadın Şeytanmıdır?


Düşünüldüğü kadar günahkâr mıydı kadın; yoksa cennet, onların ayakları altında mıydı? Fettan da olabilirdi fedakâr da…

İnsanların aklını çelen, aralarına fesat sokan mıydı kadın, yoksa anlaşmazlıkları çözen, insanları barıştıran mıydı?

Evli bir hemcinsinin elinden eşini alan da çocukları ve babaları arasındaki ilişkide tampon görevini üstlenen de kadındı. Yüzyıllardır koskoca düşünürlerin kafalarını kurcalayan “Kadınlar ne ister?” sorusunun neydi yanıtı?

Emine Özgöçmen, bu kitabında bizleri yanı başımızda yaşananlarla yüzleştirip “Kadın şeytan mıdır?” diye soruyor. Sıradan insanların yaşamlarından kesitlere yer vererek göstermeye çalışıyor cevabı.


Nedir aşk? Bir mucize mi, aklın kişiye bir oyunu mu?... Nasıl bir afyondur ki insan, mantığın kalelerini bir anda yerle bir edip aşık olunanın ardından sersem ve serseri bir yaprak gibi savrulur? Bir kara büyü müdür?... Yoksa yalnızca bir ihtiyaç mı?

Nilgün'e göre, Sinan'a göre, üçüncü bir göz olarak yazara göre aşk bambaşka... Türün alışıldık örneklerine hiç benzemiyor Bİtmeyen aşk. Hem şiddetli duygu fırtınalarını hem de yarattığı sarsıntıların insan yaşamını nasıl yapılandırdığını bir potada eritiyor. Türk Edebiyatının usta kalemi Pnar Kür bu ruh durumunu bütün boyutlarıyla ele alırken, okuru da bir dördüncü göz olarak işin içine katıyor.

İnce işlenmiş ayrıntılarla kurgulanan Bitmeyen Aşk, okuru duygu - mantık ekseninde olağanüstü bir gezintiye çıkarıyor.


Genç psikiyatrist Eylül, hastanedeki yeni terapi grubuyla tanışmıştır: nedensiz yere baygınlık nöbetleri geçiren Ayten, içine kapanık Ahmet, öfkesine hakim olmakta zorlanan Murat, kekemeliğini yenmeye çabalayan Emre, eşinden nefret ettiğini söyleyerek ağlama krizlerine giren Cavidan ve çevreyle iletişim sorunları olan üniversite öğrencisi gizem.

Eylül, bir yandan hastalarına yardım etmeye çalışırken, öbür yandan da kendi içinde, benliğinde hissettiği huzursuzluğu çözümlemenin derdindedir. Bu yüzden evliliğini ve kocasıyla ilişkisini sorgulayıp dururken, felsefe öğrencisi Gizem’in kendisine incelemesi için varoluşuyla yüzleşmeye çağırmıştır.

Gerçek nedir? Çıkış değişimde mi, aynılığı renklendirmekte midir? Yoksa her şey ve bu arada gerçek kendi halinde varlığını sürdürürken, bizi sıkıntıya sokan şey baktığımız çerçevelere göre tanımların değişmesi midir?



Kendini kapana kısılmış gibi hisseden Seçkin, bu duyguyla her gününü bir öncekiyle tıpatıp aynı geçirmektedir. Bir sabah çalıştığı gazeteye gönderilen isimsiz bir mektupla heyecanlı, bir o kadar da tehlikeli bir maceranın içine balıklama dalar. Mektubu gönderen meçhul kişi, Seçkin'in zengin bir iş adamının karısı Ilgım Halit'i izlemesini istemektedir.

Seçkin, adeta bir röntgenci gibi Ilgım'ın yaptıklarını anbean gözleyip rapor etmeye başlar. Bu hoş ve alımlı kadın, teleskopun diğer ucundan içine kapalı ve sakin bir yaşam sürüyormuş gibi görünür. Ancak atölyesinde bambaşka bir insana dönüştüğü Seçkin'in dikkatini çeker. Ilgım, gençlik yıllarında bir kez tadına vardığı cinsel hazzı bir daha yakalayamamanın hayal kırıklığıyla içindeki o büyük enerjiyi yaptığı heykellerle ölümsüzleştirerek bir çıkış yolu aramaktadır aslında.

Seçkin, yalnızca uzaktan izlerken bile büyüsüne kapıldığı Ilgım'la tanışmak için fırsat kollar. Gazete için röportaj yapma bahanesiyle onun önce evine, sonra da yaşamına girer. Ilgım'ı bu kadar çekici ve vazgeçilmez kılan, kadınlığını keşfetmek yolculuğundaki cesareti ve bedeni ile beyni arasındaki uyum arayışıdır.

Kendi algıladıklarını okura da algılatma gereksinimiyle yazan Meltem Arıkan, ortak bir kuram üzerine oturttuğu romanlarından ikincisi olan Evet... Ama... Sanki...'de de varoluşunu gerçekleştirmek için yola çıkan bir kadının kendi cinselliğinin farkına varışını ve bu arayışını erkeklerin üzerinden yapmasını, titiz, cesur ve özgün bir üslupla kurguluyor.


"Güneşi balçıkla sıvayamazsınız! Adanmış birine attığınız tekmeler, bir gün misliyle sizi acıtacaktır! Kötülük, bir ok gibi sahibini bulacak; kara büyücüler, felaket tacirleri, vicdansızlar cezalarının bağışlanması için ayaklarıma kapandıkları gün, merhamet dolu yüreğimin..." Kaptan, koca gövdesiyle barın kapısına seğirtip bir eliyle beni göstererek vaazını sürdürüyor.
Barın kapısına vardığımızda, gözlerimi üstüne dikip yalnızca onun duyacağı bir sesle tıslıyorum: "Siktir git karşımdan!"
Gözlerimde yanan ateşi anında görüyor. Kenara çekilip yol veriyor. Çocuğu neredeyse sürükleyerek kamarasına götürüyorum.
Kapıyı kapadığım anda hıçkıra hıçkıra başlıyor: "Herkesin herkesin içinde tokat attın bana! NASIL YAPARSIN BUNU! NASIL YAPARSIN! O iğrenç seks kedisi de yüzüme şarap çarptı. Daha ne kadar, söyle daha ne kadar aşağılanabilirim?"
"Bir insan ne kadar aşağılanabilir, biliyor musun," diyorum boğazımı yakan bir sesle. "Santimi santimine başkalarını aşağıladığı kadar. Başkalarını aşağılamaktan vazgeçmediğin sürece, aşağılanmaya razı olmalısın. Duyuyor musun beni
beter kuş? Razı olmalısın."


METİN ALTIOK'un anısına
Şimdi, bu akşamüstü,
Hemen
Bir şiir yazabilseydim eğer,
Şöyle serin, nane yeşili,
Bahar kokan, gencecik teni.
Hani, 'yaşamalıyım, ayaktayım hâlâ'
dedirten insana,
'Hem yapacaklarım var daha!'
Su gibi aziz,
Toprak kadar güçlü,
Çakır gözlü.
Dokununca kırılan ve utanınca
Burnuna dek kızaran.
Bu şiir kocaman,
Karayelden kuvvetli,
Senin 'iç açıcı hüznün' denli kederli.
Ama çabuk olmalı, hemen davran,
Şair diyorlar, komada falan

Önceki Kayıtlar

 
kitap severler, kitaplar, son çıkan kitaplar, en çok okunan kitaplar, çok satan kitaplar, yazarlar, şairler, yazar biyografiler, kim kimdir, biyografiler, yayınevleri, kitapseverler.net, kitapçılar, kitaplar, kitap oku, siyasi kitaplar, aşk kitapları, aşk hikayeleri, kitap tanıtımları